SAĞLIKLI İLETİŞİM

  Daha önce kendinizi ifade etmekte güçlük çektiğiniz veya konuşmanız sırasında anlamsız duraksamalar yaşadığınız anlar olmuştur. Maalesef günümüzde birçok insan söz konusu problemlerin de etkisiyle beraber başarıya ulaşmakta güçlük çekmekte. Elbette söz konusu ifade problemleri, birtakım diksiyon eğitimleri veya yüksek sesli okuma gibi farklı yollarla daha aza indirgenebilir. Ancak bir süre sonra fark ediliyor ki eğer yıllarca eğitim almış bir haber spikeri değilseniz, iyi konuşmayı hayatınızda sürekli kılmak zor olabiliyor. Şüphesiz bunun en büyük sebeplerinden biri, iletişim halinde olduğunuz insanların birçoğunda böyle bir hassasiyetin mevcut olmayışıdır. Bu durumun sonucu ise bahsi geçen konuda kendini geliştirmiş bireyin körelmesi, bir başka ifade ile toplumun içinde asimile olması oluyor. O yüzden sizlere tavsiyem, iletişim halinde olduğunuz herkesin çevresiyle doğru şekilde iletişim kurmasını elinizden geldiğince sağlamaya çalışın. Bir başka deyişle çevrenizdeki bireylerin kendisine acaba insanlarla doğru iletişim kurabiliyor muyum diye sormasını sağlayın. Bununla beraber çevrenize doğru iletişim kurabilmeleri için ufak tavsiyelerde de bulunabilirsiniz çünkü kişinin konuşurken kendi hatalarını görmesi, sizin görmenizden çok daha zordur. Örneğin onlara insanlarla tokalaşırken karşısındakinin gözüne bakması veya sesinin melodisine uygun şekilde konuşması gibi ufak tavsiyelerde bulunabilirsiniz. Çünkü hiçbir şekilde bir yetenekle ilgisi olmayan iyi konuşabilme eylemi, ancak insanların karşılıklı farkında oluşu ile gerçekleşebilir. Toplumdaki her bireye teker teker bu gibi eğitimleri uygulamaya çalışmaktansa, bireyde ufak bir soru işareti ile beraber bu konu hakkında ufak da olsa bir farkındalık oluşturmak çok daha kolaydır. Orhan Veli'nin bir şiirinde belirtmiş olduğu ifade sanki iletişim kurmanın önemine armağan edilmiş gibi ''Her şeyi söylemek mümkün; epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; anlatamıyorum.''


  Konu üzerinde belirli farkındalığa sahip bireyin sağlıklı biçimde iletişim kurabilmesi için aşması gereken önemli engellerden biri ise heyecan faktörüdür. Çünkü araştırmalar sonucu elde edilen verilere göre heyecan, kişinin çevresiyle sağlıklı biçimde iletişim kuramıyor oluşunun en büyük sebeplerinden biridir. Heyecan, doğru zamanda ve doğru şekilde yaşandığında güzeldir. Bir diploma töreninde veya yeni satın almış olduğunuz arabaya binerken yaşanmalıdır heyecan. Yanlış yerde ve yanlış zamanda heyecanlanmak ise beraberinde başarısızlık getirebilir. Aracınızı kullanırken, akademik hayatınızdaki sınavlarda veya doğrudan karşınızdaki ile iletişim kurma gibi birçok alanda ise heyecan kötü bir etmendir. Öncelikli olarak yapmanız gereken, topluluk karşısında sunum yaparken veya bire bir iletişimdeyken sakin kalmayı mümkün kılmaktır. Öyle ki çoğu insan kendi yarattığı heyecanın içerisinde esir olup konuşmasının etkileyiciliğini ve akıcılığını yitiriyor. Heyecan faktörüyle beraber iletişiminde sorun yaşayan bireylerin çoğunlukla yaptığı bir diğer yanlış ise karşısındaki kişiyi gerçekten anlamak için dinlememesidir. Karşısındaki konuşurken dinlememekle beraber yalnızca söz almak için sıra beklerken kafasında kendi söyleyeceği sözcükleri kurgulamak ile meşgul olan birey ise tamamıyla dinleme terbiyesinden yoksun bir insan haline gelmiş demektir. Bu oldukça vahim bir durumdur, çünkü iletişimde kişinin sahip olması gereken öncelikli özellik konuşma terbiyesi değil, dinleme terbiyesidir. Heyecan faktörünün en büyük çıktılarından biri de düşünmeden alelacele konuşmaktır, bir başka ifade ile duygularınızın zekânıza yetişmesine fırsat vermemektir. Bu sözü desteklemesi amacı ile örnek olarak insanların rüyalarını anlatırken çoğu zaman kötü konuşmadıklarını gösterebiliriz. Bunun sebebi, burada söz konusu heyecanı yenebilen bir hayal etme gücü oluşudur. Özet olarak birey, duygusuyla zekâsını entegre olarak yürütmeyi öğrendiği vakit, içinde bulunduğu hayatı kolaylaştırır. İşte çoğu zaman heyecan denen faktör ile bu uyum bozulur ve kişi iletişim kurmakta zorlanır. İletişim kurmakta devamlı problem yaşayan birey ise bir süre sonra asosyalleşerek kendisine ve topluma faydalı bir insan olmaktan uzaklaşabilir.


  Birey, sosyal hayatının her anında kendini ifade etmek ister. Fazla dikkat edilmese de burada önemli olan kişinin, karşısındaki ile sağlıklı bir iletişim kurmakla beraber kendisini doğru şekilde ifade edebilmesidir. En temel anlamda çevresiyle sağlıklı biçimde iletişim kurmak isteyen bireyin sahip olması gereken dudak, duygu ve nefes olmak üzere üç başlık mevcuttur. Başlangıçta mevcut başlıklardan dudak başlığını ele alalım. Konuşma eylemi en basit anlamda dudakların ve dilin uygun şekilde hareketiyle beraber mümkün olmaktadır. Söz söylerken cümleleri kullanırız, bu cümleler kelimelerden, kelimeler ise harflerden meydana gelir. Alfabede bulunan 28 harfin(ğ harfi hariç) her birinde dudaklar farklı biçimlere bürünür. Özetle, her bir harfin ağızdan çıkışı farklı biçimde gerçekleşir, burada önemli olan konuşurken dilinizi, dudaklarınızı ve sesinizi uygun şekilde ayarlamaktır. Bu harfleri daha kolay ağzınızdan çıkarmanıza yaramakla beraber, harflerden oluşan sözcükleriniz daha etkileyici ve anlaşılır olur. Duygu başlığına gelecek olursak, yukarıda da bahsi geçen bu başlık, genel anlamda zekanız ile duygularınızın uyumlu biçimde çalışması anlamına gelmektedir. Burada uyumludan kasıt ise konuşurken duygularınızı yerine göre kontrol altında tutabilmek, bir başka ifade ile iyice düşünerek konuşmaktır. İnsan beyni hızlı çalışır, bu durumun bir sonucu olarak aynı anda birden fazla şeyi düşünebilir. Farklı bir anlatım ile sağlıklı iletişimde oldukça önemli olan duygu başlığı, mevcut hayal etme gücünüzün dilinize hizmet etmesi olarak ifade edilebilir. Öyle ki bir konuyu anlatırken o konuyu hayal edip, hayallerinizi anlatmak çok önemli bir husustur. Son olarak sağlıklı iletişim kurmak için gerekli başlık ise nefesi doğru alıp, doğru şekilde vermektir. Tabii ki nefes konuşmak için başlı başına bir anlam ifade etmez, fakat ses nefes ile birlikte oluştuğu için, onu doğru kullanmak oldukça önemlidir. Ses tellerimize çarpan hava sayesinde konuşuruz, o yüzden bu havayı doğru biçimde kullanmak oldukça önemlidir. Bu tam anlamıyla söylemek istediğiniz sözlere uygun nefesi doğru şekilde alıp onu yine doğru şekilde vermek demektir. Örneğin 10 sözcük içeren bir cümle için 6 sözcük içeren bir cümleymiş gibi nefes alınmamalıdır. Nefesi verirken dikkat edilmesi gereken husus ise sözcükler dudaklarınızdan dökülmekte iken nefesi olabildiğince ağzınızdan harfler vasıtasıyla vermektir.


  Hayatınıza sağlıklı iletişim başlığını benimseyerek devam ettiğiniz süreçte elde edeceğiniz en önemli kazanımlardan bir diğeri ise karşınızdakini ikna edebilmektir. İkna edebilme, hayatta herkesin sahip olması gereken bir özelliktir. Her bireyin sosyal hayatında, karşısındakini ikna edebilme özelliğinin oldukça önemli ve değerli bir yeri bulunmaktadır. Öncelikle çoğu insanın belki de farkında olmadan yaptığı hata karşı tarafı ikna ederken anlatmak yerine anlaşılmayı beklemektir. Bu yaygın durum işlerinizi güç hale getirebilir, daha ötesi karşı tarafın sizi samimi olmayan biri olarak görmesi gibi bir sonuç ortaya çıkabilir. Bu haksız bir öngörü değildir çünkü etrafımızdaki çoğu kişi işine geldiği zaman, işine geldiği şekilde günlük hayattaki işlerini yürütmeye çalışır. Bu yaklaşım karşısındakini ikna etmek olarak değil, bencillikten beslendiği için ancak karşısındakini kandırmak olarak nitelendirilebilir. İkna etmenin karşılıklı menfaat içermese bile eğer karşı tarafın gerçek anlamda gönül rızası yoksa onu kötü anlamda etkileme gibi bir sonucu olmaması gerekir. Çünkü ikna etmek ile kandırmak tamamiyle farklı kavramlardır. Eğer kurnaz biriyle karşı karşıyaysanız ve sizi kandırmak için elinden geleni yapmaktaysa hayır demekten asla kaçınmayın. Böyle bir durum karşısında vereceğiniz pozitif veya negatif bir cevap oldukça önemlidir. Genel bağlamda evet ve hayır kelimeleri çok doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şekilde kullanılması gereken kelimelerdir. Doğrudan karşı tarafı geri çevirmek içinize sinmiyor ise ''Kusura bakma, ben bu durumda rahat hissetmeyeceğim'' gibi kalıplar ile kendinizi koruma altına almaya özen gösterin. Özetle Paulo Coelho'nun dediği gibi ''Başkalarına evet derken kendinize 'Hayır.' demediğinizden emin olun.'' İşte çoğu zaman karşınızdaki ile iletişim halinde iken kullanacağınız bu iki kelime sizin geleceğinizi belirler. Samimiyetten yoksun ve kurnaz olarak tanımlanabilecek insan, karşı taraf ile iletişim kurarken yalnızca kendi menfaatini düşünerek hareket eder, samimi ve akıllı olan insan ise genel menfaati ön plana koymayı tercih eder. Bu ayrımı yapamayan insanlar ise hayat denen kavanozun, içine giremeyerek dışından yalamaya devam edecektir.


  Dil, insanın her zaman beyanı olmuştur. Doğru iletişime verilmesi gereken önem bu sözden beslenmektedir. Sağlıklı iletişim kurabilen biri olmak sizi, dinlendiğinizi ve anlaşıldığınızı hissettirdiğinden dolayı mutlu etmekle beraber günlük hayatınızı oldukça kolaylaştırır. İletişim kurma yetiniz, iş hayatınızda bir müşteriyi ikna ederken, bulunduğunuz lokantadaki garsona siparişinizi verirken veya çocuğunuzu yapmaması gereken bir davranış konusunda uyarırken işinize yaramaktadır. Yukarıda verilen pratik bilgiler elbette hayatlarınızı kolaylaştırmak için yeterli değildir. Bu metinde öyle bir gaye de mevcut değil, burada asıl amaç sizlerin iletişim konusunda var olan farkındalığınızı arttırmaktır. Çünkü iletişim yeryüzünde belki de değeri bilinmeden her canlı tarafından kullanılan yegâne araçtır. İnsanlar belirlemiş olduğu hedeflere varmak için bu yolu doğru kullanmalıdır. Maalesef insanoğlu olarak bunun değerinin ve öneminin farkında değiliz. Bahsi geçen konu hakkında farkındalığa sahip olan birey, önünde sonunda başarılı olacaktır. Bu farkındalığa sahip olmayan bireyler tarafından oluşmuş toplumda ise trafik kavgaları, siyasiler arasındaki gereksiz atışmalar veya iç karışıklıklar gibi gereksiz durumlar oluşmaya devam edecektir. Umulur ki bir yaratılış harikası, asırlarca bu topraklarda gün sürmüş olan insan, bunun farkına en kısa sürede varır ve bu farkındalık ile beraber çevresindekileri daha iyi anlamak ve kendini onlara daha iyi anlatmak için iletişim genelinde kafa yorar.

Popüler Yayınlar